24 Temmuz 2012 Salı

BEYİN YANDI-510

DÜNDEN RAZI BİRİ OLMAK ÜZERİNE SAHİL ŞERİDİNDE SEYİR EDEN KISA BİR HİKAYE



Sabah 6

Benden bir şey uman varsa burada kesin duman vardır.

Evde tek başıma ya da başınayım. Bu seni bir yere kadar bağlar. Muhtemelen yüzümü hayal edebileceğin kadar detaylı yazmayacağım. Ancak o şekilde yazmış olursam şimdiden kusuruma bakmazsan sevinirim. Biraz gerginim beni bu yüzden bağışlamanı falan beklediğim yok. Az evvel ısınmasını beklediğim sütü unutup salona geçtim. Döndüğümde süt taşmıştı ve ocağın üstü beyaza bürünmüştü.

Bürünmüştü kelimesini cümle aleme karşı cümle içinde kullandığım için nobel alacağım günü bekliyorum. Bazen beynim çok hızlı çalışıyor gibi geliyor ve not alamadan unutuyorum şahane fikirlerimi. Halbuki insanlık benden daha bir asır faydalanabilirdi. Neyse bunu düşünmek için çok geç. Neticede intihar bir sonuçtur ve sonu güzel biten filmler mutlu etse bile inandırıcı gelmez.

Neden mi?

Çünkü ölüm var, ölümden sonra volume var. Yüksek sesle okunan dua ve ilahiler var. Volume daha çok o kısmı ilgilendiriyor.
Neyse nobel baba bana ödül getirecek süreye sahip olmadığına göre gönül rahatlığıyla son nefesimi verebilirim.

Fakat nasıl intihar edeceğim? İşte bu büyük bir sorun. Çünkü benim gibi çok zeki biri takdir edilecek bir biçimde intihar etmeli. Geçtiğimiz hafta ezan okunurken yüksek sesle müzik dinlediğim için beni acımasızca eleştiren alt komşuma mı danışsam acaba? Belki benden nefret ettiği için çok güzel bir fikirle bana geri dönebilir.

Ne dersin? Hoş olmaz mı?
Beni muhtemelen ciddiye almayacak, bu yüzden vereceği hızlı cevapla çok güzel bir fikir yürütebilecektir aniden. Ben gerçekten geleceği görebilen çok akıllı biriyim. Keşke ölmeseydim ya... Bunu düşünmeye devam edersem kendime acıyıp vazgeçerim kesin. Zaten bu acıma duygum yüzünden başıma gelmeyen kalmadı. Etrafımdaki herkese acıdım ben. Bu sebepten hep vicdanlı olduğumu zannederdim. Meğerse bu kadar acıdığım için esas vicdansız benmişim. Aslında kimsenin gözünün yaşına bakmamam gerekiyormuş. Ben mal gibi bakmışım affedeyim.

Acaba son bir defa apartmanın altındaki esnaf lokantasına mı gitsem?
Ben pilavı çok severim, sanki atalarım Çinli. Belki pilav yedikten sonra giriş katta oturan Halime teyzenin torunu Burak'a son bi hediye veririm. Ne bileyim Beşiktaş formalarımdan biri olabilir mesela, nasılsa ben öldükten sonra kimse giymez. E vermişken hepsini vereyim bari. Neticede Beşiktaş'lı olmak güzel şey. Dramatik bir şey. E hayatta öyle zaten. Dram dedim diye illa salya sümük olmaktan bahsetmiyorum salak salak şeyler düşünme sayın okur.

Of ya! lise sonda aşık olduğum bi tebeşir rengi vardı. Bunu en yakın arkadaşıma söylediğimde ne ağır daşşak geçmişti doğumuna itin sebep olduğu...
Keşke kefenim o renk olsa. Şimdi mecburen o klasik süreç yaşanacak dimi? Ağlamalı etmeli falan..ya aslında ben üzüntüden intihar etmiyorum ki keşke ağlamasalar ya. Kaderim böyleymiş falan yazsam nasıl olur acaba? Belki o zaman daha kolay kabullenirler. Herneyse bunları düşündükçe kendimden geçiyorum. Sahi ben adam mı seçiyorum?

Öğleden önce 11

Tam beş saattir düşünüyorum ve bir yere varamadım. Akşam Schalke 04 - Milan maçı var. Avrupa takımları ciddi hazırlık maçları yaparak hazırlanıyorlar. Geçen gün Beşiktaş Manchester City ile oynadı. 2-0 yenildi Beşiktaş. Olsun yine de mutluyum. Zaten futbol benim için güneşli bir havanın kötü bir günü temsil etme ihtimali gibi bir şey. Ne dedim ben? Anladın mı?

Çünkü ben çok zekiyim senin bunu anlaman mümkün değil sayın okur. Sen günlük sıkıntılarını bir seneye yayarak önemli bir insan olabilirken ben her anımı önemli kılmak için kafa patlattığımdan şu gencecik yaşımda ölüm gibi (sana göre) ciddi bir kararı almış bulunuyorum. Bana en çok ne koyuyor biliyor musun?

Sen ve senin gibilerin duyarsızlığı koyuyor sayın okur. Ha bu mektubu ne zaman bulur ve okursun bunu bilemem. Geçenlerde eski bir arkadaşım geldi. Aklı sıra bana yardım etmeye çalışıyor falan...neymiş efendim ben eski ben değilmişim. Çevreme bi el atsam iyi olurmuş falan...ulan herkes yaşam koçu olmuş ya. Akıl verenlerin akıl alma ihtimaline hayranım. Etrafımı değiştireceksem değişime bana o aklı veren insandan başlamayı tercih ederim.

Halbuki terzilikle uğraşan dedemin dinsizliği kadar samimi gelir bana kendi aklıyla yetinen insanlar. Basit ve sade yaşarlar. Gösteriş denen şeyden uzak oluşları çok hoşuma gider. Altın taraklı berberin altın varaklı müşterisi kadar gerzek olmamalı insanlar. Özür falan dilemiyorum.

İntihardan vazgeçtim. Akşam liseden bi arkadaşla fifa atıp öyle öleyim diyorum. Neticede adamlar pes'in kadrosunu dağıtmışlar falan..


Alican Arıcan
24/07/12

1 yorum:

  1. Lan olm
    sahur yaptım saat sabah beş cep tel den yazını okudum yatak da uyku tutmadı çünkü..tutsa okumazdım...
    Kimisi burada olsan sana tavsiyeler verirdi...ben tokatlardım. Yazından dolayı değil ama rahat ol..özel sebepler..öptüm gülüm

    YanıtlaSil