28 Temmuz 2012 Cumartesi

BEYİN YANDI-511

Işık açık kalmış, fatura yine kabarık gelecek. Uyandığımda aklıma gelen ilk şey paradır. Çünkü parayı elinde tutamayan bir aileden geliyorum. Babam dünyayı dolaştı. Dolaştığı yerlerde çok para harcadığı için altı sene Kasımpaşa'da bir apartmanın bodrum katında oturduk. Hayatımın en kötü dönemiydi. Kesinlikle yokluk çektiğimiz zaman diliminden güzel bir dönemmiş gibi bahsetmeyeceğim. Yoksulluğun samimiyeti arttıran bir şey olduğundan dem vurmayacağım. Aksine, insan yoksulluk çekerken daha asabi oluyor. Maalesef daha anlayışsız ve kaba oluyor. Çünkü yoksulsun anladın mı? Yok.

Neyse, kendimden bu kadar bahsetmiş olmam giriş için yeterlidir diye düşünüyorum. Ben sonra İsviçre'ye gittim okumak için. Tam bir Türk filmi kıvamında geçti bizim hayatımız. Babamı erken yitirdik; 56 yaşında aramızdan ayrıldı. Yaşasaydı daha çok para kazanacak ve kaybedecekti. Babam parayı severdi. Ben ise yoksulluk günlerimizden kalma alışkanlıklarımı bir türlü atamadım üzerimden. Çünkü o dönemi yaşadığımız sırada ben çocuktum. Çocukken ne görüyor ve duyuyorsak büyüyünce onları yapıyormuşuz meğerse.

Abim aradı şimdi, öğlene kadar uyumuş olmamla ilgili sitem etti. Salaktır benim abim, tam üç kere evlendi. Son evliliğinden iki çocuk sahibi oldu. Fakat eşi eşcinsel çıktığı için bileklerini kesti. Onu hastahaneye bir başka eşcinsel yetiştirdi. Abim şimdi hayatını bir eşcinsele borçlu. Benim salak abimi çok severim ben.

Neyse ki salak abimin çocukları çok akıllı çıktı. Babalarına inat aptallıktan nasiplenmemişler. Sağolsunlar.

Ben İsviçre'den döndüğümde memleketimiz çok değişmişti. Altı ay kadar ne yapacağımı bilemedim açıkçası. Birçok şey değişmişti. Ben giderken bu kadar çok insan yoktu sanki. Birden üremiş memleket. Tatillerde falan hiç gelmedim buraya, zaten annemle ve babamla inanılmaz bir bağ yoktu aramızda. Abimi hiçbir zaman abi olarak göremedim zaten. Öyle bir otorite kuramadı üzerimde. Neyse canı sağolsun.

İş buldum sonra, oha bu arada saat üç olmuş gelen giden yok dükkana...
Neyse bulduğum iş çok güzel başladı. Güzel gidiyordu derken birden olaylar tersinden akmaya başladı bizlere doğru. O ilk günlerin heyecanı tacize uğradı resmen. Ben İsviçre'ye geri dönmeye karar verdim. Bırakma dediler, bıraktım. Baktım olmuyor bırakırım ben. Bence herkes bırakabilmeli. Karakter sahibi herkesten bahsediyorum elbette.

Daha sonra abimi aradım durumları anlattım. Tabii ki bir etkisi olmadı. Zaten abim hiç olmadı.
Zaten abim olmamış...sanırım annemlerin suçu bu.

Neyse müşteri geldi bi saniye...



Alican Arıcan
28/07/12

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder