23 Temmuz 2012 Pazartesi

BEYİN YANDI-509

Son zamanlarda sürekli olarak memleketten gitmek zorunda kalan abi-abla haberleri alıyorum. İster tanınmış olsun ister tanınmamış ama birileri hep gitmek adına çaba harcıyor olmuş. Peki bu insanları "gitmek" zorunda bırakan ne?

Şimdi zirzop gazetesi köşe yazarı gibi maddeler halinde sebepler yazıp "yazarlık zekası" taslamayacağım kardeşim. Açık konuşmak isterim. Memleketimiz belli ki iyi bir dönem yaşamıyor. Sokaktaki adamın bunu anlaması lazım ama sanırım genel havayı bi soluyunca bu da anlaşılmıyor.

Mesela Sertab Erener oldukça rahattır.
Ancak Fazıl Say değil.
Peki neden? Nedeni belli sanki, birisi iktidarın tam dibinde diğeri iste tam tersinde. Zaten ülkede iktidarın kendini ifade etme biçimine biraz olsun karşıysan parlak suratlı düşmanların dünden hazır. Meğerse senelerce hazırlanmışlar bu arkadaşlar. Çok güzel çalışmışlar alttan alttan...

Şimdi o kadar parlak suratlı adam var ki etrafta, gerçekten insan kendini güneş ışınlarının etkisinden kurtaramıyor. Biri çıkıp "gideceğim" dediğinde bunu anlamamak mümkün değil. Ötekileştiriyorlar bir güzel. Yani sen "ben farklıyım" diyorsun, onlar sana "olamazsın" diyor. Çünkü giydirmek istedikleri bir kimlik mevcut. Ilımlı mıdır? bilemem...ancak bir şeyi ılık tüketmek gereksinimi varsa demek ki orada sıkıntı var. Yani ılık olmasını istedikleri şey ya da şeyler daha evvel kaynıyormuş demek ki...

Bu parlak suratlılardan benim etrafımda da var. Mesela Türkçe Olimpiyatlarından rahatsızlık duymam onlara batıyor. Şu mevsimde oruç tutmuyor olmam onları acayip rahatsız ediyor. Sorsanız "öyle bir şey yok" derler. Ancak tüm tepkileri zihinlerinde toplanmış bu arkadaşlarımın sonları nereye varıyor bilemiyorum.

Bu parlak suratlıların esas niyetini anlamak için iyice bir düşünmek lazım.

Kürt açılımı ve Aleviler

Peki ne oldu? Değişen ne?

Madımak oteli? peki ne oldu?

Hadi onu geçtim, dağdan birileri geldi önce affedilecek dediler sonrası ne oldu?

Şike davası nereye vardı? boşu boşuna aylarca içeride yattı tonla adam...Sonrası ne oldu?

Ergenekon ne oldu sahi?

ya Balyoz?...ne oldu kardeşim?

YETMEZ AMA EVET! dediler ya hani..sanıyorum hakikatten yetmedi..ılındı ılındı yine yetmedi. Sahi 12 Eylül'de ne oldu?

Kardeşim kalmak isteyenlerin oldu bu memleket, gitmeyi kafaya koyanların adı okunmuyor etrafta. Polisten korkmuyor musun?

Nasıl ya?

Ben korkuyorum ama korkmuyormuş gibi davranıyorum ne yapayım. Memlekette istediği gibi hareket edipte hesap vermeyen tek topluluk. Ancak hak ediyoruz bunları. Çünkü çoğumuz yettiremediği halde evet dedi. Gitti sandık başına "istikrar" dedi. Al sana istikrar. Şiddetli istikrar hemde! istemediğin kadar. Bunaltacak kadar istikrar sana. Alın kardeşim istikrarınızı işte, dilediğinizce istikrarlanın artık.

Hadi onu bunu geçtim. Deniz Feneri ne oldu?
Zahid Akman şimdi hangi konumda?

Yahu insanın gerçekten midesi bulanıyor be kardeşim. Sadece tek bir soruyla...

Hadi onu da geçelim..işçi ölümleri nereye bağlandı? Kaç kişi ve kimler bu ölümler sebebiyle hüküm giydi?

Samsun'da TOKİ'nin yaptığı evlerin içinde can verdi insanlar. Peki hangi bakan bunun hesabını verdi?

Kardeşim başka memleketlere "medeniyet" dersi vermeye kalkıyor ya birileri...Yahu bu memleket son 10 senedir medeniyetten eser gördü mü ki? Daha neyi savunuyor, neye sahip çıkıyorsunuz?

Birileri sağda solda "memleketten gideceğim" diyorsa kendi kendine demiyor ya bunu. Kimse oturduğu yerden isyan etmiyor ya hani..

Neyse vefasızlık genlerinize işlemiş. Geçmişten dem vurup vurup günün saçmalıklarını savunun çok meraklıysanız eğer.
"Türkiye'de iç savaş olmaz yahu" derken kastettiğiniz iç savaş silah-şiddet barındırıyor elbette. Esas iç savaş psikolojik olarak zaten yaşanıyor. Çıkıp utanmadan "milli gelir" falan demeyin sakın.

Çünkü biri gider, milli gelir.



Alican Arıcan
23/07/12

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder