16 Temmuz 2012 Pazartesi

BEYİN YANDI-506

Bu defa sizlere insanoğlunun huzur denen hissiyatı nasıl katlettiğinden bahsetmek isterim.
Bunu elbette kendi tadımda aktaracağım, artık siz ne kadarını anlamak zorunda hissederseniz o kadarını anlarsınız ciğerlerim.

Bir sebepten aynı ortamda toplanmış insanların öncelikli olarak ihtiyaç duydukları şey "huzurdur".
Huzur tüm iyiliklerin anası-babası ve akrabasıdır. Huzur ile hızır arasında nasıl bir bağ vardır bilemem. Bilenlerle ilgilenemem şu an derdim bambaşka...

Neyse işte, zamanla körelebilir insan. Mesela benim senelerdir süren arkadaşlıklarım var ve bu arkadaşlıklar bir süre sonra eskidi.
Baktık olmuyor bir süre görüşmemeye karar verdik. Bazı arkadaşlıklarımızda baktık olmuyor hiç görüşmemeyi uygun gördük. Güzel deneyimler olarak bir köşede kaldılar. Hayat öyle bir şeymiş ve biz o arkadaşlarla birlikte bunu tecrübe ettik. Yaşımız bir süre sonra hep ufak kaldı yanımızdakilerden. Bir baktık ki arkadaşlarımız hep kocaman adamlar-kadınlar olmuş. Dolayısıyla kendi yaş gruplarımızla çeşitli çatışmalar yaşadık.

Mümkündür.
İnsanoğlu vefasız kardeşim. Buna bende dahilim. Yeri geldiğinde öyle, yeri geldiğinde böyleyiz.
Su gibiyiz valla, hangi kabı bulursak onun şeklini alıyoruz. Ancak kendime hayvani ebatlarda haksızlık edemeyeceğim.
Dolayısıyla hakkımı yemekten vazgeçiyorum.

Az evvel dedim işte, sürüyle şeyi tecrübe ediyor insan zaman içinde. Yaşlar ufak görünebilir ve kafalar alçaktan yolculuk ediyor olabilir. Anlamadığım tonla insan var ve bu benim sorunum olabilir. O "-de"ler hiç ayrılmayabilir, uzun vadede dilimiz kirlenebilir. Kimse bir şey anlamayabilir ve sorunlar çığ gibi büyüyebilir. Ben daha çok düşüneceğim bu da bir gerçek. İnsan tanıdıkça başka bir tarafından bakmak şansım olacak.

Peki ya başka bir taraftan hiç bakamayacak olanlar ne yapacak?

Kimse kusura bakmasın ya da bakarken gözünü kapamasın ve kral marka kusurunu görsün. Ben kendi kusurlarımdan bahsetmeyeceğim çünkü onlarla yeterince yüzleşiyorum. Ancak başka bir taraftan bakamayan herkesin kusuru büyüktür kardeşim bu böyle biline...

Para harcamak kolay olmalı - adam harcamak zor olmalı

Defalarca yaşanmıştır. Herkesin başına gelmiştir ve böyle anılar biriktirilir bu hayatta. Elbet birileri ya da sen, ben arkadaş ortamından bir şekilde uzaklaştırılmış veya uzaklaşmışızdır. İnsanoğlu nasıl bir süt emmiş bilmiyorum ancak kalitesinin günlük sütlerden beter olduğu kesin. Yoksa adam gibi yaşıyor olurduk hepimiz.

Bir şey satın alırken pek düşünmeyiz. Nasıl olsa harcanan paranın yerine yenisi geliyor bir şekilde. Ancak insan harcayınca iş değişiyor bebişistan kralları. İşte o noktada "insanlık" sorgulanır. Kusura bakmak yok "akıl" kesin sorgulanır. Dahası "hayat" baştan sona sorgulanır. Evet evet tırnak içinde...hatta tırrrrrnak içinde sorgulanır. Yani ben sorgularım en azından, sen yapmak zorunda değilsin tabii.

Neticede sizin beyniniz ve sizin kararınız

Bazı kararların çok kolay alındığını görüyorum ve bazı kişilerin bazı ortamları karıştırıp ardından profesyonelce işin içinden sıyrıldığına şahit oluyorum. Şimdi ben bunları buraya yazıyorum ya, esasında bu bile birileri için suç teşkil etmektedir. Neyse hayırlısı diyip yazmaya devam edeyim.

İnsan geriye baktığında hangi noktadan başladığını gördüğünde vefa duygusu güçlenir

Çünkü hayat yolculuğu öyle "sorumsuzlukları" peşpeşe dizip gururla izlenecek bir durumdan ibaret değil. Geride kalan ve sadece pişmanlık hissiyatı bırakmış yaşanmışlıkların izi zor siliniyor. Elbette o izleri silebilecek başka ve iyi insanlar bulunuyor hayatta. Neticede ufacık yeryüzünde milyar taneyiz kardeşim, adam gibi şaka yapın hepimiz gülelim. Neyse yani herkes zamanla ardına döner bir bakar ve nerede hata yaptığını sorgular. Ben yaptım, evvelden yapmıştım. Zaman zaman yine yaparım, lazım oldukça yaparım. Kimse engel olamaz.

Bu yazı burada sonlanabilir ancak hayat devam ediyor. Yani herkes bir gıdım aklı başa toplarsa eğer, hayatlar hayırlara vesile yaratır diye düşünmekteyim. Adeta mutlu bir esnaf gibi.

Bunları neden mi yazdım?

Akşam berbere gittim, Durmuş abiyle konuşuyorduk falan fistan. İyi biridir Durmuş abi. Senden benden kat kat dindar ama haline şükrediyor oluşunun din ile kitap ile alakası yok kardeşim. Tek bir şeyle alakası var o da "insan" oluşuyla...daha doğrusu "iyi insan" oluşuyla. Yani tonla öğretinin okunması ve fiziksel kabiliyetlerinin sıralanmasına zaman harcayıpta insanlık denen hissiyattan bir gıdım nasiplenmemişlere günde bir kere tok karnına Durmuş abinin dükkanına uğramalarını öneririm. Şahane hayat dersleri var.

Salgılarımla.


Alican Arıcan
16/07/12

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder