15 Temmuz 2012 Pazar

BEYİN YANDI-505

Şimdi çimenlerin üzerine keyifle yayılmış ve bir sonraki günün iş-güç sıkıntısını unutmak için vücudunun açıkta kalan yerlerini güneşe bırakmış bir sürü insan olduğunu düşün evinin yakınlarında. Üstüne bir de bu insanların toplandıkları çimenlerin üzerinde alkol tükettiğini...alkolle daha çok eğlendiğini ve unuttuğunu düşün.

Sen kesinlikle değdirmedin ağzına alkolü. Bu yaşına kadar "tertemiz" olduğunu düşündün bu şekilde. Onlar ise bile bile günahkar oluşlarını kutsadı her seferinde. Sen bunların hepsine "inanmış" olarak büyüdün mesela?

Belki de gerçekten öyle büyüdün canım kardeşim. Bunda hiçbir sıkıntı yok bence. İstediğin gibi büyüyebilirsin, insanlığından çıkmamak kaydıyla. Özgürlük tartışıyor ya insanlar; hatırlatmakta fayda var yıl 2012. Hangi özgürlüğü acaba hangi "özgür" tartışıyor merak ederim. İnsanlar özgürlükleri bahane ederek sadece birbirlerinin kuyusunu kazıyor çünkü nüfus çok kalabalık. Dolayısıyla devlet daireleri çok kalabalık, özel şirketler çok kalabalık. Mahallenin en sevilmeyen aksi amcasının cenazesi bile çok kalabalık. Bu kadar kalabalık sıkıntı oluşturur elbette. Bu sıkıntılar bir şekilde unutulmalıdır.

Sıkıntıları tüketmek için isteyen istediğini bahane eder. Demokrasiden dem vuranlar ise sürekli başka bir yalanla insanların eğlencesinin önünü kesemez, kimse kusura bakmasın. Faşist akılsızlar ordusu. "Talimatla" sevişenlerin doğurduğu üçerli-beşerli çocuk çoğunluğu şiddetli meyvesini yavaş yavaş veriyor. Başka bir şey değil bu.

3 Kasım 2002'den sonrası iyi analiz edilmeli. Başka bir şey gerekmiyor. Yol yapmak ile "yol yapmak" arasında fark gözetmek gerek. İyi bakmak gerek, daha mı demokrat olduk yoksa daha fazla bedel ödeyen köleler mi? Korku ile yönetenlerin mutluluğu ezdiği bir coğrafya oldu burası. Ben bazı şeyleri destekliyorum açıkçası, ne bileyim yani şu Galata meydanına edilen müdahale mesela. Maalesef Galata'da üç beş diplomalı canavarın keyifli dallamalık oyunları bozuyor esas huzuru. İnsanlar ne içerse içsin "ağızları ile" içince dökülmüyor ve sıkıntı yaratmıyor kardeşim. Kimse kusurlara gelmesin ve sıkıntılı bakmasın.

Neyse ama bir şekilde iktidarın eline koz veriliyor abuk subuk hareketlerle. "E ne yapalım!" diyenler çoğunlukta elbette. Evet maalesef yapacak bir şey kalmıyor. Bugün beğenmediğimiz iktidar partisine oy verenler 2002'de memlekete ilk defa ayak basan insanlar değiller. Sonrasında oy kullanma hakkına sahip olan gençler ise dün doğmadılar. Onlar elbette aileden kalan geleneği devam ettirmekte. Bu arada iktidar partisine oy verenler arasında alkol tüketen ailelerin çocuklarıda var.

OLMAZ MI EFENDİM! ELBETTE VAR.

Bence 3 Kasım 2002'den beri alkolikler dindarlardan daha "muhafazakardır".
Neden mi?
Çünkü alkol tüm ipsiz ve sapsızlıkların anasıdır-babasıdır veya velisidir. Dolayısıyla alkol tüketen birinin kendisini daha fazla muhafaza etmesi ve kötülüklerden uzak durması gerekiyor.
Bu yüzden alkoliklerin dindarlardan daha muhafazakar olduklarını düşünüyorum. Bir de şöyle bir şey var bence; alkolikler 2002 öncesinde de alkolikti ancak bugün dindar olan bazıları 2002 öncesi din ve kitap ile uzaktan yakından alakadar değillerdi. Sanki herkesin kendi geçmişine dönmesi ve kendisi hakkında objektif yorumlarda bulunması toplumumuzu daha "iyi insanlardan" kurulu bir toplum haline getirecektir. İnsan kendisine karşı ziyadesiyle samimi olmalı. Bana kalırsa (ki genelde bana kalmaz) bir toplumu "iyi" yapacak olan budur. Her bireyin kendine karşı samimi olması ve alttan yetişen nesillerin bu şekilde yetiştirilmesi.

Neyse yani ben sosyolog değilim psikolog değilim. Dediklerimin hiçbir doğruluk payı olmayabilir; ki zorunda değildir.

Herkesin birbirinin yaşam alanına saygı göstermesini dilerim bir salak gibi.
Bu artık mümkün değil çünkü varolan iktidar partisi insanları birbirine bilemekten başka bir işe yaramıyor maalesef.
Hakiki katillerin ellerini kollarını sallaya sallaya sokağa çıkmalarına göz yuman bir sistem varken daha fazlasını konuşmaya gerek yok bence. Geriye kalan üç-beş günümüzü mutlu yaşayıp ölmeye bakalım bence. Uzun vadeli planlar pek işe yaramayacak çünkü. Adamlar çok büyük tezgah kurmuş hacı. Öyle kahve köşesinde çözüm üretemezsin.

Alican Arıcan
15/07/12

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder