11 Temmuz 2012 Çarşamba

BEYİN YANDI-503

Baktım ki sabit yazı yazdığım yerlerden oldukça uzak kaldım. Döndüm kendi blog sayfama.
Aklıma gelenleri şöyle bir güzel dökeyim dedim..ne var ne yok göreyim.

Öncelikle lise mezunu tadında evde geçirdiğim günler heyecansız ama eğlenceli geçiyor. Bol bol uyuyorum.
Kendime uyuyorum. Güzel giden şeylere devam ediyorum.

İyi hissettiren ne varsa yapmaya çalışıyorum.
Çalışırken düşünüyorum, başka insanlarla görüşüyorum.
Alışverişe çıkıyorum, genelde fikir alışverişi oluyor bunlar. Güzel gidiyor yani bir şekilde. Ne zamandır nelerin içinde tepindiysem şimdi dışarıdan gözlem yapma şansım oluyor. Bunu iyi değerlendirmeye çalışıyorum.

Nasıl bir insan olduğumu anlamak fırsatım oldu. Neleri yitirebilmeyi göze aldığımı anlamak fırsatım oldu.
Bu fırsatları olumlu değerlendirmenin güzel olduğunu anlamak zevkini yaşamak fırsatım oldu.
Şebnem Ferah tadında acıdan, ya da Kibariye tadında gülümseyen kederden zerresini barındırmamak gerektiğini anladım. Çünkü zaman yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı olarak akıp gidiyor. Yani yok yere negatif hissiyat barındırmanın alemi yokmuş bünyede. Onu gördüm.

Sonrasında kafa yorduğum işle güçle alakalı neleri yapabildiğimi ya da neleri yapamadığımı anlamaya çalıştım-çalışıyorum. Güzel deneyimler edindiğimi gördüm. İşin en tatlı tarafı hakiki arkadaşlarımı tanımak fırsatı edindim ve edinmeye devam ediyorum. Sonrasında gördüm ki terbiye aileden alınırmış arkadaşlara dağıtılırmış. Ben mühim dostluklarımı gördükçe aileden edindiğim terbiyenin kıymetini anladım.

Hayatın üç kuruş için beş hatayı kaldırmadığını anladım mesela.
Zamanı yönetmek diye bir şey varmış 24'ümde bunu gördüm. Erken değildir ama geç midir bilemem...belki tam vaktidir onu da bilmiyorum. Kötü yanlarımı gördüm, iyi yanlarımı gördüm. İyi insanlarla aynı sofrayı paylaştım. İyi insanlarla tanıştım. Şu ara sabit yazı yazabildiğim bir yer yok maalesef. Olmasını isterdim. Bir yere bir şeyler yazınca daha bir ciddi oluyor o iş. En azından ben işin o kısmının ciddiyetini seviyorum. Olsun...demek ki şu sıra böylesi makbul benim için.

Benim işim yazmak. Derdimi yazarak anlatabiliyorum. En azından ben öyle düşünüyorum.
Bunu "en iyi" yapan ile "en kötü" yapan kişiler kim bilmiyorum ama onların insan olduğunu biliyorum.
Kabiliyet gelişir ya da gelişmez. Hayat uzun bir yol. Aklı mantığı denkleştirip düşününce bir günümüz bile çok uzun.
Beni ben yapan ne varsa onlardan çok hoşlanıyorum. Kendimi seviyorum ciğerim. Huysuz olabilirim, daha iyisini istediğimdendir. Kimseye karşı kötülük düşünmüyorum diyemem. Ben insanım ve bir tarafım elbette kötülük düşünüyor. 80 sonrası doğan her insan kadar kötüyüm; bazılarından biraz daha kötüyüm.

muck.

Alican Arıcan
11/07/12

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder