3 Nisan 2011 Pazar

BEYİN YANDI-296

lan oğlum çek şunu..diye bağırıyor emekli gibi giyinen amca..kedisinin o iğrenç sesine katlandığım için ödüllendirileceğim günü bekliyorum senelerdir..kapımı bu sebepten çalan kimse olmadı ya..işte bu yüzden suratım asık belki..

sonra o emekli gibi giyinen amcanın genç gibi görünen ama aslında bitik olan oğlu giriyor içeri..kolunda gencecik manitası..bir ara ses kesiliyor apartmanda.."ulan ne oldu" diye sorgulamıyor tabii kimse..çünkü kimsenin umrunda değil bu geçimsiz aile..bunlara bulaşırsan işler pek yolunda gitmez bir süre..sonra herkesin midesi bulanır mahallede..

ses kesiliyor tekrar..ben herkesin uyuduğunu düşünüyorum kendi kendime..halbuki çok saçma bunu düşünmek..zaten sonradan inleme sesleri geliyor ne alakaysa...sanıyorum emekli gibi giyinen amcanın karısından geliyor bu sesler..ilk taşındığım gün bu apartmana..daha o ilk gün ya..adam gelip bana.."karım benden 7 yaş ufak.." dedikten sonra ağzındaki sakızı tükürüp gitmişti..kapımın önüne tükürdü o emekli gibi giyinen amca..

ben bunların ailecek ne yaptıklarını çözemedim..kaldı ki çözmek zorunda değilim..ama ben onlar hakkında bu kadar çok düşünüyorsam..onlar da kesinlikle benim hakkımda düşünüyorlardır diye düşünüyorum..ulan ben ajanmayım şerefsiz!..sana ne elalemin sesinden soluğundan..sen kendine bak yavşak!..

insan merak ediyor..kulak misafiri oluyor..o olmazsa başka bir şey oluyor illa ki..
kaldı ki ben otomobilden nefret ederim..trafik benim iğrendiğim şeydir..hayata karşı bir duruş uydurmam gerekiyorsa kaba etimden..bence o duruş hiç önemli değildir..ve hiç ciddi olmasına da gerek yoktur..sanırım başkalarının hayatlarını merak etmekten daha önemli gelmiştir şu duruş meselesi

ciddi ciddi bakan heriflerden nefret etmişimdir mesela..ya da kendini benden daha yakışıklı sandığını düşündüğüm erkeklerden..kadınlar kendilerini...kadınlar kendilerini...kadınlar kendilerini...kadınlar kendilerini...kadınlar kendilerini...kadınlar yine kendilerini süründüren erkeklerden hoşlanırlarmış gibi gelir...ulan sonra beni bi gülme alır

merkezden oldukça uzakta yaşıyorum ve gecenin belli bir saatinden sonra canım eğlenmek isterse taşıt falan kalmadığından buralarda..genelde bir süre karanlıkta yürüyüp yanımdan bir araç geçmesini bekliyorum..benim gibi kıvranan birisi..ama aracı olan birisi...belki yanımdan geçer diye düşünürken..küt diye kapanıyor kapı diğer sahnede..bir bakmışsın..üstüne para alsan girmeyeceğin bir mekanda..tek başıma..yine benim gibi sinirleri oynak birkaç müşteriyle belki..yalandan eğleniyoruz..eğleniyor gibi yapıyoruz..kaldı ki herkes biliyor diğer sabah yine kötü hissedeceğiz..ama bırakmıyoruz eğlencenin peşini..çünkü alkol çok ucuz o iğrenç barlarda..ve bazen gittiğimiz o iğrenç mekanlara.."bar" dendiği için tapan gençler geliyor..belli ki ilk defa çıkmış oluyorlar dışarı..çok sarhoş olup çıkarttıkları o lüzumsuz kavgalardan ve kusmuk kokusu sinmiş abi ceketlerinden anlıyorum bunu..

bana ne başkalarının hayatlarından!..ama her şey dibimde olup bitiyorsa..biraz daha fazla ilgi gösteriyor olmamın ne sakıncası olabilir ki başkalarına...benim evimde benden başka kimse yaşamaz çünkü..ben aile kurmayı denemedim bile..saygı duyuyorum ama..denemedim kendi adıma..çünkü başarılı olabileceğim bir alan değil o..insanın kendini tanıyor olması güzel..depresif gezinti aklımı başımdan alır gider ya hani..çok üzülüyorsam bir sebebi oluyor kesin

sonra sesler çoğalıyor gibi olsa da yeniden..birden kesildiği için acayip rahatlıyorum..emekli gibi giyinen o amcanın cenazesine katılmamıştım ben..zamanda yolculuk yapan o salak torununun sigara kokan hırkası balkonuma nasıl gelmişti?..hiç hatırlamıyorum..geleceğe dönüş filmlerini izlediği için değil..sadece onları izlediği için mal gibi davranan o ufacık çocuğun yaşlarındayken ben muhtemelen bakkaldan sakız çalıyor olmakla övünüyordum kendi kendime..

maalesef o zamanlarda kendi kendimeydim ben..yahu hiç arkadaşım olmadı..çok sıkıcı
emekli gibi giyinen o amcanın gebermesi için ettiğim duaların kabul edildiğine şahit olmak hayatımın mucizesidir..
var gerisini sen düşün..
bana "sinirlerin bozuk" dedi doktor..
ben cevap verme gereği duymadan çıktım gittim dışarı.

alican arıcan
03/04/11

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder