Burası dünyanın en dibi..
Gelebileceğiniz..görebileceğiniz en dip nokta..
Gelişmişlik ve gelişmemişlik saçmalıklarının aynı anda dillendirildiği bir coğrafya burası..
Birbirine düşürülmüşlerin zorla dost edilme çabasına şahitlik ettiğim bir mekan..
Adeta birbirinden ölesiye nefret edenlerin aynı zamanlarda farklı noktalarda birbirlerine küfürü bastıkları bir yer..
Korkup kaçmanıza olanak yok..çünkü saçmalıklar sizide kendine çekmekte pek güçlük çekmiyor..kendi doğrularınızı savunma hakkınız doğduğunuz gün elinizden alınmış..Türkiye'de "eleştirme" hakkınız yok..çünkü eleştiri denilen şeyin sınırları ve tarzı da belli değil burada..yani bir kişiyi ya da bir durumu eleştirirken kullanılan dil..ya da diller..ortalığın karışması adına mühim katkılarda bulunabiliyor günlük "kaoslarımıza"..herneyse işte..
Senelerdir sürüp giden..sürdürülen Kürt meselesi de budur..birbirimizi yanlış eleştirmemiz..doğru cümleler kuramamamız..ve her defasında kendimize düşman yaratma çabamızdandır..aslında kimse dünyaya "mesele getirmez"..yani bugüne kadar hangi taraf ne kadar kayıp verdiyse..ölen kimse "mesele" olduğundan ölmemiştir..ateş hakikatten düştüğü yeri yakmış ve her akşam olanı biteni evindeki televizyondan öğrenen bizler;çatışan esas şeylerin kimlikler değil..o kimlikleri gözlerimize,zihinlerimize batıra batıra tetiğe ilk basanların olduğunu görmemişizdir..çatışanlar kimlikler değildir..problemin kimliksiz bir tarihçesi vardır..bugün dağdan inenlerin "zafer" kazanılmışçasına karşılanmasına sebep olan şey tetiğe ilk basanların zihniyetini temsil etmektedir..aslında esas zaferi sadece kalıcı barışa yatırım yapmaya çalışan iyi niyetliler yapmıştır..ama politika denilen şey..ve politikaya hizmet eden "şeyler" bu karşılamayı eğlenceye dönüştürerek gösteri yapmaya mecburlardır..çünkü bulundukları nokta bunu gerektirir..çünkü kendilerince bir topluluğa gövde gösterisi yapmaları gerekmektedir..bir topluluğu diri tutmaları gerekmektedir..çünkü belli bir süreç daha yolun çok başındadır..daha herşey yeni başlamaktadır..bu ülkede elbette çok yakın zamanda Kürtçe türkü dinlemek..film izlemek..kabaca sanat yapmak sakıncalı iken..birden birilerinin dağdan inip..şehirdekiler tarafından coşku ile karşılanıyor olmaları elbette garipsenecektir..çünkü coşkunun boyutu yeni bir bölücülüğe yelken açmaktadır..eğer kalıcı barış ortamını yaratmak adına birileri bazı şeyleri göze alma yolunu seçtiyse..bu duruma herkesin katkıda bulunması gerekir..bir çok defa faşizme hizmet edenlerin sirke çevirdiği bu ülke de..terörü bitirme noktasına gelmeye çalışılırken..aksine terörün reklamını yapmaya devam edenler..esasında gerçek niyetlerinin suyu bulandırmak olduğunu göstermişlerdir..
Ben şiddetten yana değilim..ölenlerin acılarını anlayabilecek şeylere yakından tanık olmuş birisi de değilim..ben Türkiye'nin en büyük şehrinde..en kalabalık şehrinde terör saldırısına kurban gitmek korkusundan çoook uzakta senelerdir nefes alıp veren birisiyim..Türk olmakla lüzumsuz bir gurur duymuyorum..başkasının Kürt oluşundan dolayı lüzumsuz bir kin beslemiyorum..ben illa gurur kelimesini cümle içinde kullanacaksam bunu kimliğimle değil de..yaptığım bir şeyin bana yetecek bir başarıya ulaşması sonucu kullanmayı tercih ederim..kendimce elde ettiğim bir başarıyı "Türk" olmamla değil de..kendi becerimi elde edişime bağlamaya çalışırım..ya da bir başkasının şiddete başvuruşunu "Kürt" oluşu ile değil de..karakterinin sahip olduğu sorun sonucu yarattığını düşünürüm..Lazca benim için nasıl bir sorun teşkil etmiyorsa..Kürtçe'de aynı şekilde benim için hiç bir sorun teşkil etmez..insanlar kendi dillerini elbette konuşmak isteyeceklerdir..yani bir dili kaç bin..milyon..milyar..kişinin konuşacağı önemli değil..isterseniz dünya da iki kişi olun..ve aynı dili konuşan iki kişi olun..doğal olarak kendi dilinizi konuşmak isteyeceksiniz.."insanın kendi evi gibi olmuyor" derken iyi de..kendi yurdu..kendi dili olunca mı sorun?..ne yani bazı şeyleri "sahiplenmek" çok masum da..toprak parçasını sahiplenmek "düşman" olmak için bir altyapı mı?..
Eğer kalıcı bir barış ortamı sağlanacaksa Kürt halkı da gerekli katkıyı sağlamalı..ve Kürt yetkililerce adalete teslim edilen örgüt üyelerinin "reklamı" yapılmamalıdır..şiddeti bitirmek için şiddeti örnek alacak yaşta çocuklara çirkin şeyler gösterilmemelidir..madem herkes taşın altına elinden fazlasını koymakta kararlı..öyleyse kimse çirkinleşmemelidir..
Alican Arıcan
22/10/09
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder