Hangi sezondu hatırlamıyorum,Beşiktaşım siyah beyaz aşkım burnuma bir farklı kokan o atmosferi falan böyle kaptırmış gidiyor o takım bir güzel ki...Gene noktalama işaretlerine dikkat etmediğim birok şeyi umursamadığım bir dönemimdeyim.Ama Beşiktaşımı feci umursuyorm görme gitsin...sorma gitsin...neyse işte İnönü'de Fenerbahçe ile karşılaşıyor Beşiktaşım ve üç tanede bir güzel döşemiş ki görme gitsin...sayma gitsin...ulan ne maçtı ama falan derken doksan dakikanın sonuna gelinmiş mutlu bir uyku çekilecek siyah ile beyazın flört vakti güzel bir meyve vermiş olaraktan son bulacak derken iyice aşık olacağım renklere burnuma farklı gelen kokusuna...Unutamadığım bir olay gerçekleşmişti şimdi çok çok net olarak hatırlayamasamda.O sezon Fenerbahçe'nin teknik direktörü olan Mustafa Denizli "sağlam" bir hatanın altına yardımcıları ile birlikte imza atarak altıncı yabancıyıda oyuna sokmuş ve hem Fenerbahçe'nin yediği gol sayısı üç hemde hükmen mağlubiyet sebebiylede yine üç sıfır mağlup ayrılmıştı sahadan.İşte o güne ait bir internet sitesinden alınma maça dair bir açıklama "Beşiktaş, Milan şokunu çabuk atlattı, F.Bahçe'ye patladı. 299. randevuda siyah beyazlılar, Nihat, Tayfur ve Nouma'nın golleriyle sonuca gitti. Kanarya'nın aynı anda 6 yabancıyla oynaması derbiyi unutulmaz hale getirdi."Herneyse işte hasta Beşiktaşlıyım şöyleyim böyleyim diyen bir adam hem Fenerbahçeyi hem Galatasarayı şampiyon yaptı etti.Umarım çok sevdiği Beşiktaşıda şampiyon yapar ve bizide gökyüzüne ulaştırır.O maçtan sonra hiç unutmam Beşiktaş'ın kaptanı Tayfur Havutçu "kaç yabancıyla oynadıkları farketmez zaten üç attık" gibisinden bir açıklama yapmıştı ve yüzümüzde sahadaki skorun yarattığı tebessümün haricinde bir tebessüme daha sebep olmuş ve bastırmıştı kahkahayı.Güzel günlerdi tüpçü gelene kadar ama birşeyler değişti belli ki eskisi kadar mutlu olamıyoruz en azından ben mutlu olamıyorum elbette Beşiktaş sevgimde azalma yok olamazda zaten hala çok seviyorum hala bir farklı hissettiriyor bana.Kendime geliyorum kendimi mutlu hissediyorum ben futbolcu posteri asan taraftar olmaktan ziyade formasını askıda tutan taraftarım ve öylede kalmak istiyorum o armayı gördüğümde bir deliriyorum desem tam olarak anlatabilmiş olurum sanırım sevgimi.Mutlu oluyorum yani hani çok sevdiğiniz arkadaşlarınız vardır araya zaman girerde ama ne kadar uzun zaman girerse girsin araya bir sonraki görüşme ne kadar çok uzakta olursa olsun sevgi azalmamıştır hatta aradan geçen zaman dahada değerli kılmıştır o sevgiyi ya.İşte benimkide öyle birşey.Beşiktaş sayesinde sevdiğim birsürüde insan oldu tabii ki.Hani fanatizm ile faşizmi birleştiren bir taraftarlıkta değil benimkisi.Fenerbahçe'ye de saygı duyan hatta Avrupadaki başarılarından dolayı yüzümüzü güldüren Galatasaray'a sempati bile duyduğumu söyleyebilirim yalan değil bizi çok mutlu etti ülkenin o kriz dönemlerinde.Ülkede bankalara el konulurken Galatasaray ülkesinden kilometrelerce uzakta kupalara uzanmak adına birçok can yakıyor kalp kırıyordu.Güzel günlerdi keşke herkes dışarıda başarılı olsada içeride birbirimizi daha şakayla karışık yiyebilsek.Futbol sadece futbol çünkü.Elbette spor olmaktan çıktı belli bir zamandır dünya üzerinde.Ama olaya tepeden bir bakınca görüyoruz ki aslında sadece basit bir oyun yani mahalle arasında oynanan bir oyunla elli bin adamın ortasında oynanan bir oyun arasındaki tek fark birinin üzerine yasal bahis oynanabilmesi bence.Herneyse işte nereden nereye bağlamaya çalıştım gene.Herşey güzel olsun herşey çok güzel olsun.Görüşürüz canım.
Alican Arıcan
11 Ekim 2008 Cumartesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder