22 Kasım 2011 Salı

BEYİN YANDI-456

dünyanın en iyi yemeklerini sağlam para ödemek karşılığında midene indirebilirsin
en pahalı şarapları içebilirsin
en baba viskiyle duş alabilirsin
keyiflerden keyif seçmek olur işin..
ama kardeşim..bir gerçek var ki..onu bir kenara atmak için davul gibi totoşunun olması lazım sanki..
bir "yumurtalı patates" gerçeği var bu memleketin..ister sev ister sevme diye bir seçenek barındırmıyor kendisi
"SEVECEKSİN"

zevktir zevk..anladın mı?
pazar günü kahvaltıdan sonra türk kahvesi nasıl bir zevkse mesela..
ya da günü öldürdüğünü ilan ettiğin an açtığın bira soğuk soğuk aktığında nasıl unutturuyorsa öncesinde kalan dakikaları
hava kapalıyken saldırıyorsan üzerine yoğurt basıp içine dalıp gittiğin makarnaya!

ulan acaba bunları sadece ben mi yapıyorum?
neyse..bunları sadece ben yapıyor bile olsam..bazı şeylerin yerini başka şeyler doldurmuyor be bebişim
insan biraz yılmaz özdil oluyor böyle zamanlarda..kanalı satılmış muhalif kimlikli şair tadına fikir adamı..

neyse yani
eve yorgun girmişim..ayaklarım ağrımakta...toplu toplu taşınmışız zaten
yaşım "ehliyet alınacak" yaşı geçmekte..ve ben yine de vazgeçmiyorum minibüs sevdamdan..
metro güncelleştirdi hayatımızı..yenilendi etti..meğerse yerin altında daha hızlıymış hayat
bazen düşünmüyorum hep düşünüyorum bebişim
budur benim işim.
hepimiz yaşıyoruz neticede..bir şekilde çok güzel..bir şekilde berbat..
fakülteler olmuş fuckülte..acayip seksi bir durum üniversite..

akıllı öğrenci olunmuyor sadece "porno" çekmekle
anlatamadım gitti derdimi..
"delikanlı" olalım diyorum başından beri
yalan söyleyeceksek bile.."iyisini" söyleyelim..başından kaybediyoruz bebişim
işte budur benim işim

(burada güldüm)
şaka şaka

alican arıcan
22/11/11

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder