14 Temmuz 2011 Perşembe

BEYİN YANDI-393

diyarbakır'da 13 kişi ölmüş..7 kişi yaralanmış..
şimdi "sosyal medya yavşaklığının" esiri olmanın zamanı değil sanki
sanki daha gerçekçi davranmanın zamanı..neden mi?
gerçekle gerçek olmayan arasındaki tek fark sanki "ölmek"
ya da ikisi arasındaki tek fark sanki bir "sonuç" yaratmak ya da yaratılan sonucun "somut" olması

herneyse
benim adım herhangi gazetenin köşesinde yazmaz
benim adım ciddiye alınacak satırların altında ya da üstünde hiç yazmaz
zaten birileri neden diğerlerini ciddiye alır? sanki önce bunu tartışmak gerek açık açık
mesele ölümlerin çok olması değil..bir kişinin bile ölmemesiyken..neden ölümler çoğaldıkça yükselir sesler?
sanki önce buna cevap vermek gerek ..madem bir yüzleşmeden bahsediliyor senelerdir..o yüzleşme kanal açmakla..meclis çatısı altında yalandan tokalaşıp..meydanlarda hakaret etme hakkını birbirine tanıyan liderleri şakşaklamakla olmuyor belli ki..
yani aslında bu "sosyal medya yavşaklığından" herkes faydalanıyor
kimin daha çok takipçisi var?
apaçık ortada bu.."şiddetin" daha çok takipçisi var..çünkü yaşadığımız bu düzen maalesef şiddeti popüler hale getirdi..ya da getirmiş..

sokak ortasında öldürülen insanlar can taşıyorlardı
arabası uçurulan insanlar can taşıyorlardı
evleri basılan insanlar can taşıyorlardı
dağda mayına basan insanlar can taşıyorlardı
okulları basılanlar can taşıyorlardı
terörist zannedilen çobanlar can taşıyorlardı

ben bir şey bilirim
büyükbaşlar ölmüyor arkadaş.
herkes ölürken onlar tokalaşmaya..söylemlerini sertleştirmeye..ve maalesef "erkekliklerini" konuşturmaya devam ediyorlar..
vatan bu şekilde "sağolsun"..bilemiyorum kafaların biraz karışması gerek
başbakan vakti zamanında şehitlere "kelle" demiş..o zaman bu memleketin %50'si vakti zamanında şehitlere kelle demiş midir?
çoğulculuk falan konuşuyorlar ya aydınlarımız..
herkesin sesi çıksın diyorlar ya..ben sadece aklıma gelen soruları soruyorum..gerçekten o kadar..

çünkü her şartta..yeni yeni bir şeyler yapmaya çalışan kalabalıkların içinde kendilerini bireysel olarak ayrı ayrı ortamlarda temsil eden gençler..yani içlerinden birisi olan ben..birilerince kolayca "vatan haini" olabiliyorum.."dinsiz" ilan edilebiliyorum.."şerefsiz" olabiliyorum..birileri istediği zaman diğerleri hakkında dilediğince atıp tutabiliyor..bunu kimler yapıyor?

imzası geçenler ölmez..
işte o önemli köşe yazarları..önemli fikir adamları..yani bir sebepten bir ülke için "önemli" hale gelmiş ya da getirilmişler..ölmezler..ölseler bile "fikirleri" yaşar..topluluklarca yaşatılır ve devam ettirilir..ne gariptir ki..puta taptıkları gibi taparlar o fikirlere..değişime uğrayamaz hiçbir fikir..

bu yüzden böyle toplumların sosyal hayatı gelişmez..gelişemez ki
mümkün değil..

kürsülere çıkanlar kesinlikle ölmezler..
ölseler bile onların ardından o kürsüleri boş bırakmayacak sıfat güçlüsü insanlar kesin vardır..
peşlerinden milyonları sürüklerler..
işte o ölenler..sürüklenenlerdir
çünkü bazısı isteyerek sürüklenir..ki isteyerek sürüklenenler ölmezler
istemedikleri halde sürüklenenlerse ölmeye mecburdurlar..

"iyi" insanlar gerçekten erken ölürler
nedenini bilmiyorum.ama hep öyle olur
"kötüler" hep çok uzun yaşarlar..çünkü şiddetle beslenen bu yeryüzünde geride kalan iyilerin nasıl katledildiğine şahit olmaları gerekir..belki öldükleri zaman gittikleri yerlerde anlatıyorlardır yarattıkları ve şahit oldukları vahşeti..

dünya adaletsiz bir yer mi?
sadece birileri öldüğünde söylemeyelim o zaman bunları..
dünya hep adaletsiz..
eğer birileri birilerini öldürmeyi "görev" edinmişse
artık kimse haktan hukuktan bahsetmesin
ben zaten "hukukun" üstünlüğüne falan bir süredir hiç inanmıyorum.

sanıyorum katilleri alkışlayanların katillerden bir farkı yok
sanıyorum ölenlerle ölmüyor kimse
artık zaman 13 aile için eski değerini taşımıyor
şimdi kimi "muhattap" kabul edecek imzası geçerli olan o büyükbaşlar?

alican arıcan
14/07/11

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder