10 Haziran 2011 Cuma

BEYİN YANDI-369

otele yerleşeli iki saat olmuştu..güneş yeni yeni batmaya başlamış
belli ki akşam oluyor yani..bunu ayıracak kadar çalışıyorsa beynim..bu yolculuk beni yeterince yormamıştır
sırf uçağa binmekten korktuğum için..12 saat yol yaptım..duble yol..hayaldi ticari oldu..kendimi levent kırca tarzında siyasi tavırdan eksik tutamıyorum..öyle davranıyorum

otel odasına çıktığımda..yapmak istediğim ilk şey camı açmak olmuştu..(ki böyle yaptım zaten)
senelerdir tatile çıkmamış olmamın sonucu..kaldığım yerin 5 yaldızlı padişah mekanı olduğunu düşünürken..yüksek pansiyona geldiğimi farketmem pek uzun sürmedi..çünkü kapıyı çalmadan "küt" diye açan çocuk..sağolsun yüreğimi ağzımda hissetmeme sebep oldu.."noluyo lan" dememe kalmadan yaptığı açıklama yüksek pansiyonda akşam yemeğinin yeneceği saatin başlamış olmasıydı..(ne uzun yazdım anasını satiym..sanırım anlamlı olmadı yine)

duş aldım..ve odadan çıktım..cep telefonumu kapadım..kimsenin aramasını istemiyordum..ama rahatsız olacağımdan değil..rahatsız edeceğimden..biraz fazla duyarlı ve duyargalıyım..kadırgalı olsam bu kadar sinirle kesin s.çmıştım birilerinin ağzına yüzüne..bazen sinirlerimi kontrol edemiyorum..bu yüzden aldım duşu..yoksa ben kirlenmem..içim yeterince temiz

akşam yemeğine sürüyle çirkin aile gelmiş..erkekleri çirkin kadınlar ve kadınları çirkin erkekler ordusu var resmen..tam bir fakirlik diye geçiriyorum aklımdan..ki öyle..yalan değil..bu kadar çirkini özellikle..ya da bir sebep yaratıp toplayamazsın bir mekana..delleniyorum hafiften ama..güzel güzel esen rüzgar sinirimi götürüyor yan masaya..ulan bir kavga kopuyor aniden..adam çocuğunun kafasında cam şişe kırıyor..çocuk kanlar içinde..bayılıyor..öldü zannediyorum..

ne bileyim o çocuğun o şişe darbesinden tam 3 gün sonra..başına şişeyi yiyen o değilmiş gibi benim hayatımı karartacağını..cüzdanımı çaldı piç..herneyse aile belli ki garip..yeterince garip en azından..zaten yeterinden fazlasını kimse düşünemedi o an..hangi baba evladının kafasında şişe kırar..hayvan..herneyse herkes bir süreliğine duygularını kontrol etmek zorunda kaldı bu garip olaydan sonra..

tadım kaçtı çünkü masama kan sıçradı..kalktım gittim odama..sorgulamadım pek "burada kalınır mı?" diye..neticede senelerdir tatil yapmıyordum..nerede kalınır ki?..bence en iyi evde kalınır zaten..hakikatten insanın evi gibisi yok..gibisi gibi evi yok..bence toplamda yok..

sabah olmuştu..saat 7:30 civarı..civarı diyorum sabahları tam göremiyorum..sürekli bilgisayar ekranına baktığım için gözlerim hafiften bozuk..gözlük kullanmıyorum..şu an gereksiz olduğunu düşünüyorum

neyse kalktım yataktan bir şekilde..yüzümü yıkamam sabahları..üşendiğimden ya da inanılmaz pis biri olduğumdan değil..daha ziyade bunu hiç hatırlamadığımdan dolayı yapmam..yani sabah kalktığımda aklıma yüzümü yıkamam gerektiği aklıma gelmez..herneyse direk duş aldım..şortumu giydim..iğrenç bir beyaz tişörtüm var..çok sevdiğim..onu giydim bide..neyse denize doğru yürüyorum yavaş yavaş..

denize girdim çıktım..ulan dedim hayat buymuş neden gelmiyor muşum senelerdir tatile..çok saçmaymış cidden..
ben böyle salak salak düşünürken..meğerse tatile gelirken istanbul'da bıraktığım üst komşum ölmüş..haberi bana öğlen geldi..haberi veren alt komşum..üst komşumun ölümüne sebep olan ise çatıda oturan yaşlı amca..pompalı tüfekle vurmuş gencecik çocuğu..

derinden bir "yuh" çektim haberi aldığımda..açıkçası "yapmam gereken bir şey var mı?" diye sormadım..çünkü daha önce bu soruyu sormama sebebiyet veren her olay benim bir şey yapmamı gerektirecek kadar mühim olmadığından..kimse benden yardım istememişti..ben de bu kadar kısa zamanda bunu düşündüm.."amaaaaaan" dedim içimden ve hiç umursamadım cidden..ne olacak yani..ölmüşse ölmüş..cennete gitmiştir işte..evet aynen böyle düşünüp rahatlattım kendimi..

ama aldığım o ölüm haberinden sonra bir-iki gün denize giremedim..daha ziyade deniz bana girdi o ara..güneş alerjim var..cildim kabarıyor güneşi görünce..ya da güneş cildimi görünce..bilemiyorum arlarındaki ilişkiyi..kim kimi görünce en ince duygular dürtülüyorsa onun kabahati..benim bir şeyden haberim yok..herneyse cep telefonumu kapadım yine..almam gereken ciddi bir haber yok nasıl olsa..zaten ne zamandır kimseyle görüşmüyorum..telefonu bir kere açtık..üst komşu çekmiş mortu..en iyisi kapalı kalması..böylece rahatça denize girebilirim..

yüksek pansiyon gerçekten tam bir rezalet..hezimette sınır yok resmen..yemekler gittikçe iğrençleşmeye başladı gözümde ve damağımda..tamam farkındayım bu tatil çok ucuza geldi ama..insanlığımdan utanmama sebebiyet yaratacak kadar ucuza gelmesi hiç hoşuma gitmedi..sümüğümü yemeye karar verdim..ama aynada kendime bakıp programlı olarak utanmam gerektiğini düşününce bunun anlamsız bir hareket olacağını anladım..dışarıdanda yemek söyletmiyor hayvanlar..sanki lise amına koyim..neyse çıktım dışarı..daha dışarı çıkmamla motorsikletin son hızla önümden geçip..elektrik direğine girmesi bir oldu..ilk koşanlardan biri benim diyemem..zaten sadece ben vardım o anda orada..şans işte..telefonu kapattım ama..uğursuzluk devam ediyor sosyal hayatın tam ortasında

gittim..yaşlı bir teyze görünce acayip şaşırdım..aklımdan bir sayı tuttum ve teyzenin yüzüne çarptım..kolu kırılmıştı..kafasında kanlar vardı..anlamadım..kendi kendime "beyin kanaması olabilir" diye düşündüm..bir-kiğ-üç tıp...konuşanın ağzına hipokrat yemini girsin..tatil ne kadar kötü geçiyor..gerçekten rezalet üstüne rezalet..ambulans çağırdık yüksek pansiyon yetkilileri ile..ambulans geldi..polis geldi..jandarma geldi..polisin bölgesi değilmiş zaten..ne diye geldilerse diye düşünürken ben..yüksek pansiyondan gereksiz bir elemanın tanıdığı polis abilerini çağırdığını öğrendim.."gerizekalı" dedim içimden ve odama doğru devam ederken..zaten kaçmış olan keyfimi daha da çok kaçıran şey..mistır jandarmaların beni "şşşt kardeş baksana..tek tanık senmişin gel bi ifadeni alıcaz" şeklinde uzun ve kalın bir şekilde çağırması oldu..

herneyse gittim mistır jandarmanın yanına..gördüklerimi..bir bir..iki iki..üç üç..dört dörtlük anlattım..ikna oldular..mutlu oldular..tabii tüm bunlar olurken yaşlı teyzenin akrabaları tanıdıkları geldi..bazıları bana saldırmaya çalıştı..onlara kızmadım..bende olsam benden şüphelenirdim..belki ben teyzeye bilmeden bir işaret yapmıştım..o da şaşırmıştı o yüzden kaza yapmıştı..bilemem ki..belki gerçekten ben suçluydum..mobese falan yok ki çevrede..beni aklasın..ya da karalasın..tüh..ben ne desem inanacaklar yani..neyse ki lastik izleri var..suratlarında yastık izleri var bu insanların..teyze akşam akşam evden mi kaçıyordu milletin uyumasını fırsat bilip..diye geçiriyorum aklımdan..

zaten şu aklımdan geçirdiklerimi başımdan geçirsem..sanırım bu bahtsızlığı bünyeden tamamen atacağım..
neyse işte keyfim kaçtı bastım gittim odama..
vay anasını diye düşünürken odamın kapısı çaldı."ittir kendi açılır" diye seslendim.."hassiktir" diye cevap verdi karşıdaki.."noluyo amına koyim" diyerek kalktım yerimden..lokal bir isyan çıkararak..yüksek pansiyonun sahibi olan kadının üniversiteye giden oğluymuş meğerse..adamın mekanına bok atınca ben..sinirlenmiş..ondan çekmiş hassiktirini..neyse üstüne varmadım genconun..votka getirmiş bana..dedim ki ben votka sevmem bana rakı getir..tam yeniden hassiktir çekecekken..durdu gülümsedi ve..tamam abi diyip gitti..ulan sakalı gören yaşımı büyütüyor..demek ki bu kadar kıl tek bir işe yarıyor..ben sadece çirkinliğimi örtüyor zannediyordum..

güzel bir tatildi..dönerken ağladım

alican arıcan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder