Çok duygusalız..öyle değil mi? Fena halde duygusalız hemde..dün bir televizyon kanalında istifa eden milli takımlar teknik direktörü Fatih Terim'in basın toplantısı yayınlanıyor..fakat işin ilginç yanı görüntülerin ardına bindirilen müzik oldukça duygusal..yani olayla alakasız birisi görse Fatih Terim'in canına kıymadan önceki son görüntüleri falan zanneder basın toplantısını..yahu altı üstü başarısız bir teknik direktör istifa ediyor..her yerde olduğu gibi..gayet normal..çünkü başarısız..başarısızlığının tek sebebi de hazımsızlık..hem galibiyeti hem mağlubiyeti hazmedememiş olmak.Sonuçta Fatih Terim istifa etti..dünyanın sonu gelmiş değil..ancak basın her zaman olduğu gibi bu olayıda abarttıkça abarttı..sokakta yatan bir insan evladının ölümünü kabullenmek kadar kolay aslında..Fatih Terim'in istifası ile bir evsizin kalp krizinden ölmesi arasında fark yok..ikisi de aynı..Basın her zaman olduğu gibi abartıyor işi..basının işi zaten abartı üzerinden reklam almak..para kazanmak..yalandan yere "basın özgürlüğünden" bahsedip başkalarının hayatlarına tecavüz etmek..e ne diyebilirsiniz ki..
Timuçin Esen alkol almış..eğlenmiş ya da eğlenmemiş..üzgün ya da mutlu..bize ne?..ama bazıları için çok önemli..sağlam bir malzeme..bilmemne dizisinde polisi oynamış..gençlere polis rolü ile örnek olmuş bir kimlik bazısı için..işinize gelirse işte..ama olayın özünde Timuçin Esen'in de parasını alkol almak için harcamaya hakkı var..Timuçin Esen'de eğlenebilir..tıpkı Uğur Yücel'in alkol alması ya da Levent Kırca'nın bir bayanla yemek yemesi kadar doğal..çok normal..fakat bu vaziyetleri anormalleştiren esas şey toplumun bu görüntülere sahip çıkıyor olması..ve o görüntüleri hem internet ortamında..hem de televizyonlarda desteklemeleri..başkalarının hayatlarını.."şöhret" kelimesi ile taciz etme hakkını kendinde bulanlar..kendi hayatlarının pisliklerini başkalarının hayatlarına tecavüz ederek kapıyor..gittiğiniz her mekanda "şöhretli" birisi ya da birileri bulunabilir..siz bir gazeteden ekmek yesenizde yemesenizde aslında o "şöhretliyi" gördüğünüz an magazin sayfaları üzerinden reklam ve neticesinde büyük paralar kazanan gazetelerden birinin "gönüllü" muhabirisiniz..şöhretli kimsenin fotoğraflarını izinsizce çekip..gazetelere servis edebilir..ve böylece olayın iriliği karşısında para ya da arkadaş ortamında bahsedilecek bir efsane elde etmiş olursunuz..çünkü gerizekalı mahalle kültüründen türemiş olan "dedikodu" sizlerinde ilgi alanlarında ilk sıralarda yer almaktadır..Televole kültürü diye bir şeyin varlığından söz ediyor olmak..aslında yaşadığımız ortamın.."elalem uzaya gidiyor..biz nelerle uğraşıyoruz" yakınmasına ne kadar ortam sağladığını gösteriyor..çünkü gerçekten yurt dışında yayın yapan televizyonlarda "magazin" kelimesi kültür-sanat haberleri anlamını taşırken..bizde magazin kelimesi şöhretli kimselerin lüzumundan fazla özel hayatlarını irdelemekten geri kalmayan bir kaç cahilin yaptığı yazılı ve görsel basın işi anlamı taşımakta..
İnsan ekmek parası kazanırken kazandığı gelirin kaynağının kimliği ile örtüşüp örtüşmemesine dikkat eder..bence etmelidir..yani siz bir şöhretlinin fotoğraflarını çekip..hareketlerini kaydedip bunun üzerinden gelir elde ediyor..ve elde ettiğiniz gelirin masum bir "ekmek parası" olduğundan bahsediyorsanız aslında sağlam bir yalancı olduğunuzu söyleyebilirim..günümüzde maalesef yan komşumuzun cinsel hayatı bile bizi ilgilendirmeye başlamışken..şöhretlilerin düştükleri bu üzücü durumlar çokta garipsenecek şeyler değil..en azından bize öyle bir izlenim veriliyor senelerdir..
Ahlaklı olmak lazım..terbiyesizlik etmemek lazım..ekmek parası adı altında ahlaksızlık yapmamak lazım..basının kendisine tümden dikkat etmesi lazım..sınırların iyi belirlenmesi ya da üzerlerinden geçilmesi lazım..yaşadığımız çağda şantaja uğramak için şöhret sahibi olmak gerekmezken..şöhretlileri alkol ya da gece hayatı gibi bahanelerle toplumun muhafazakar kesimine hedef olarak sunmamak lazım..kabaca herkesin aklını başına toplaması lazım..
Alican Arıcan
12/10/09
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder